Asbest Nedir, Nerelerde Kullanılır?
Asbest silikat kristallerinden oluşan bir mineraldir. Isıya, sürtünmeye, asit ve bazik ajanlara karşı dirençlidir, lifsel yapıda olduğundan kolayca örülebilir ve şekil verilebilir. M.Ö. 2000-3000’li yıllarda Mısır’da Firavun mumyalarını sarmak için, Finlandiyada ise çömlek yapımında kullanılmıştır. Asbest, günümüzde, endüstride 3000 civarında farklı iş kolunda kullanılabilmektedir. Bu nedenle birçok işkolunda, mesleksel olarak maruz kalınabilir. Kanserojen bir madde olan asbest, solunum yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada 125 milyon kişi çalışma ortamlarında asbeste maruz kalıyor. Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre de asbestin neden olduğu hastalıklara bağlı her yıl yüz binin üzerinde işçi ölümü meydana geliyor. Asbest kullanımı ülkemizde 2010 yılından bu yana yasak. Asbestin birçok çeşidi var. Ülkemizdeki kırsal alanlarda bulunan asbest türü, tremolit asbesttir. Tremolitin endüstriyel bir yönü yoktur, dünyada yasak öncesi dönemde yoğun olarak kullanılan diğer asbest türleri ise krisotil, amosit ve krosidolit’tir. Asbest doğal rengine göre de tanımlanabilir. En tehlikeli olanları mavi (krosidolit), kahverengi (amosit) ve Türkiye’deki beyaz renkli tremolittir. Ülkemizde asbest olmayıp, etki açısından asbeste benzeyen yani asbestiform bir mineral olan erionite (zeolite) Kapadokya bölgemizde bazı köylerde bulunmaktadır. Erionite de, kanserojen bir mineraldir.
Asbest kullanımının Yasal Boyutu
Asbest kullanımı pek çok ülkede sağlık riskleri açısından yasaklanmıştır. Ülkemizde de yasak 2010 yılından bu yana geçerlidir. Mevzuat alanında asbest ile ilişkili olarak iki yönetmelik bulunmaktadır. 25.01.2013 tarih ve 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik, “çalışanların asbest söküm, yıkım, tamir, bakım, uzaklaştırma çalışmalarında asbest tozuna maruziyetlerinin önlenmesi ve bu maruziyetten doğacak sağlık risklerinden korunması, sınır değerlerin ve diğer özel önlemlerin belirlenmesi” amacıyla çıkarılmış ve “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına giren, asbest veya asbestli malzeme ile yapılan çalışmalarda, asbest tozuna maruziyetin olabileceği” tüm işleri ve işyerlerini kapsamaktadır. 18.03.2004 tarih ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ise asbest, boya, florasan ve benzeri zararlı ve tehlikeli atıkları içeren inşaat ve yıkıntı atıklarını “Tehlikeli inşaat ve Yıkıntı atıkları” olarak tanımlamakta ve bu atıkların diğer atıklardan ayrı olarak toplanması ve Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine göre bertaraf edilmesi zorunluluğunu getirmektedir.Asbest Maruziyetiyle Gelişen Hastalıklar
- Benign hastalıklar
- Plevral plaklar
- Benign asbest plörezisi
- Diffüz plevral kalınlaşma
- Rounded atelektazi
- Malign hastalıklar
- Malignmezotelyoma
- Diğer tümörler (GİS, Böbrek, Faringolaringeal)
Asbeste Bağlı Hastalıkların Oluşum Süresi
Plak : 20-30 Yıl Selim asbest plörezisi : 1 - 60 Yıl Malign mezotelyoma : 20 - 40 Yıl Bronş karsinomu: 20 - 30 Yıl Asbestozis : Maruziyet süresi ve dozuna bağlı olarak değişir.Asbest ve Akciğer Kanserleri
Asbestin akciğer kanser oluşturması için gerekli durumlar (Asbestozis) Sigara içilmesi (Sigara içenlerde polisiklik hidrokarbon deriveleri gibi bazı karsinojenlerin, liflerin yüzeyinde tutularak asbestin yoğun biriktiği bölgelerde karsinojen konsantrasyonunun yükselmesi sonucu kanser riski artması, asbest liflerinin diğer karsinojenlerin oluşturduğu DNA hasarını çok belirgin olarak artırması ve aynı zamanda kendisinin serbest oksijen radikalleri aracılığı ile DNA hasarı oluşturması) Sonuçta sigara, asbest ve fibrozis gibi üç karsinojenik etkenin sinerjistik olarak çalışması kanser riskini belirgin olarak artırır.Asbest Vücuda Nasıl Alınır ?
Asbest, solunum yolu ile vücuda alınır. Akciğer için örnek olarak; nefes yolu ile alınan asbeste bağlı olarak, önce yıllarca süren uzun süreli bir tür iltihap meydana gelir. Bu tahriş nedenli reaksiyon, akciğer dokusunda kalıcı hasarlar oluşur.Asbest Nasıl Anlaşılır?
Akciğer zarı tümörleri; göğüs ağrısı ve nefes darlığı ile belirti verir. Olguların yüzde 95'inde başlangıçta akciğer zarında sıvı mevcuttur. Öksürük, kilo kaybı ve ateş görülebilir. Tümörün büyümesi ile plevral zar arasındaki boşluk tamamen kaybolur. Akciğer tamamen tümöral doku ile çevrelenir ve çalışamaz duruma gelir. Yutma güçlüğü, tümörün sinirler üzerine baskı yapması nedeniyle ses kısıklığı, kalp zarında sıvı toplanması, kafada ödem ve ağır nefes darlığı oluşması durumunda acil müdahale gerekir. Hastalık belirtileri dayanılm az ağrılara neden olur. Tümörün ilerlemesi ile nefes darlığı ve ağrının dozu artar. Akciğer zarını zırh gibi saran tümör, akciğerin hareketlerini sınırlar.
Asbest Tedavisini Destekleyen Gıdalar
- Günde bir tatlı kaşığı zerdeçal tüketilmesi ve hastanın beyaz şeker, beyaz un ile esmer şekerden tam olarak uzak durması gerekmektedir.
- Günde beş fincan şekersiz kahve içilmesinin de tedaviyi desteklediği bilinmektedir
- Boswelia Serrata adlı bitkinin akciğer yapışıklığını azalttığı, astragalus bitkisinin ise hayvan deneylerinde faydalı olduğu iddia edilmektedir.
- İdrar söktürücü olarak maydanoz, kiraz sapı, mısır püskülü, avokado, defne yaprağı gibi çaylar tavsiye edilir.
- Yeşil çay, ısırgan yaprağı ve kökünün faydaları da hayvan deneylerinde görülmüştür
- Akciğer zarı kanseri hastalarına destek için önerilen en önemli gıda karaturptur. Bayır turpu da tercih edilebilir.
- Betakaroten yönünden zengin olan havuç, kara turp, böğürtlen, kara üzüm, çilek, ahududu ve yaban mersini de hastalara tavsiye edilir.
- Bıldırcın yumurtası ve süt yerine bol miktarda yoğurt yenmesi, hastaların kendini iyi hissetmesine yardımcı olur.
Yorumlar
Yorum Gönder